İzleyiciler

'PKK İşi Bitti, Artık BOP Var' Dedi

'PKK bitirilecek. Tekrar söylüyorum. PKK'nın ipi çekildi. Oyun bitti! Yeni oyunun adı BOP artık..'

Bu ifadeler Vakit Gazetesi’nin sevilen yazarlarından Abdurrahman Dilipak’a ait. Dilipak, “PKK nereye!” başlığıyla kaleme aldığı bu günkü yazısında, “PKK’nın ipi çekildi” diye yazdı. Dilipak, “İpi sadece Türkiye değil, başta ABD olmak üzere, diğer Batılı ülkeler de çekti..” dedikten sonra, sahneye konan senaryo ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.

İşte Dilipak’ın gündem oluşturacak yazısı:

PKK NEREYE!

Bu işi bilen, bölgeyi izleyen arkadaşlarla konuşuyoruz da, anlatılanlardan kafamda şöyle bir resim oluştu. Onu sizinle paylaşmak istedim..

PKK bitirilecek. Tekrar söylüyorum. PKK'nın ipi çekildi. Oyun bitti! Yeni oyunun adı BOP artık.. Yeni Truva atı “Ilımlı İslâm”. Liderlik, kadro, yöntem tamamen farklı.. Finansal yapıları da! Daha eğitimli bir kadrolara dayanan, ticaret ve sanayi burjuvazisi oluşturmaya yönelik bir hareket.. Yeni senaryoda figüranlar evlerine gönderilirken kırallar köle, köleler kıralı oynayacak.. çekimler zor şartlarda, doğal ortamlarda değil, kent merkezlerinde, sanal ortamlarda gerçekleşecek.. Belki de silah sesleri değil, bundan sonra daha çok “zikir” sesleri duyacaksınız.. Tabii her şey rol icabı.. Ama elbette büyük bir çoğunluk bütün bu olanları gerçek sanacak..

İpi sadece Türkiye değil, başta ABD olmak üzere, diğer Batılı ülkeler de çekti..

Barzan'i de gidecek.. Ama önce PKK.. Canlı florada zayıflar kaybeder, güçlüler yaşar. ABD'nin, İsrail'in dostu yoktur, çıkarları vardır.. Barzani değil ama Talabani daha zayıf ve yaşlı bir aşiret reisi olduğu için o kalacak.

“Neden” derseniz.

önce PKK.. PKK çok büyüdü, çok masraflı, hantal bir yapıya sahip.. Mafialaştı ve bulundukları birçok ülkede sorun olmaya başladılar.. örgütün bu hantal yapıyı ayakta tutması için ciddi paraya ihtiyacı var. Onun için de silah ve uyuşturucu işi yapıyor, haraç topluyorlar.. öte yandan birçok ülkenin siyasi himayesi gerekiyor. Bu da o ülkelerde sosyal ve siyasi, diplomatik sorunlara sebeb oluyor.. öte yandan PKK kendi içinde parçalandı ve bulundukları ülke istihbaratları ile zorunlu bir şekilde dirsek temasına girince, PKK Kürt hareketi olmaktan çıkıp, büyük ölçüde bölgede faaliyet gösteren istihbarat örgütlerinin Truva Atı'na, paravan örgütüne döndü.

Bu örgütte farklı, zıt, düşman konumda birçok ajan var. Bu da iç hesaplaşmalara, çatışmalara, içeride liderlik kavgalarına sebeb oluyor..

Yani PKK artık tümü ile bitti mi? Hayır, bu; bu aşamada mümkün değil.. Dağ kampları bitirilecek. Kuzey Irak'ta bir varlıkları olur. Dağda değil ama büyük şehirlerde STK görüntüsü adı altında daha demokratik bir söyleme sahip bir Kürt hareketi olarak varlığını sürdürür. Ama öte yandan özellikle Güneydoğuda, farklı istihbarat örgütlerinin yönlendireceği küçük PKK'cıklar, fraksiyonlar olarak varlıklarını sürdüreceklerdir..

Bu süreçte Apo'nun gerilla lideri rolü de bitiyor. O da demokratik bir Kürt hareketine destek verecek.. Türkiye'de siyasi etkileri azalacak, ama Kuzey Irak'ta legal bir Kürt siyasi hareketine dönecekler.

Silahlı Kürt hareketinin dağ kadroları büyük bir ihtimalle silah bırakıp Irak'a yerleşecek. Lider kadrosu bölgeden ayrılacak ve zaman içinde bulundukları ülkelerde ya kontrol altına alınacaklar ya da bir şekilde tasfiye edilecekler.. Direnen ve işbirliğini reddedenler ise, paketlenip Türkiye'ye teslim edilecekler.

Görünen o ki, Barzani'nin de rolü ya sınırlandırılacak ya da tasfiye edilecek.. Barzani'nin yerine aileden biri sembolik olarak çıkarılabilir. Bundan sonraki Kürt hareketinin rotası, feodal bir aşiret yapısından çıkarılıp, tırnak içinde Demokratik Kürdistan olacak.. Bu yeni süreçte, Kürt Yahudileri, Kürt Masonları ve Amerikan pasaportu taşıyan beyaz Kürtler olacak..

Amerika boşuna bu kadar para yatırmadı. Bu kadar adam beslemedi..

Bana kalırsa Barzani işin farkında. Barzani'yi tasfiye etmek, PKK'yı tasfiye etmekten daha zor.. Ama ABD için daha elzem..

Aslında Kürt liderler başından beri stratejik bir hata yaptılar.. Bölgede hem Irak Arap halkı, hem Türkiye, hem İran ve hem de Suriye ile kavgalı bir Kürdistan'ın varolma şansı yoktur.. ABD bölgede kalıcı değildir. İsrail gibi, bölge halkları ile genelde İslâm dünyası ile kavgalı bir ülke ile ittifak kurarak bu temeller üzerinde varolmak mümkün değildir..

İsrail, Kürdistan, Ermenistan gibi oluşumlar zaten bölge halkları tarafından bir kuşatma olarak algılanırken bu oluşumlar ABD'nin ve daha genelde Batının Truva Atı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır.. Bunlar arasında en zor durumda olanı da, kapalı bir havzaya hapsolmuş olan Kürdistan olacaktır..

Ne jeopolitik, ne jeostratejik, ne konjonktürel ve ne de uluslararası hukuk açısından Kürdistan diye bir siyasi oluşum mümkün değildir.. Cemiyeti Akvam’ın kararı ile Türkiye ile İngiltere arasındaki Ankara andlaşması ile bölge iki ülkenin garantörlüğünde bir vesayet rejimine tabidir..

Kürt liderlerin bu yeni durumu doğru okumaları gerekir..

Birileri “zor” dese de, Irak'a yerleşecek Türkiye kökenli Kürtler, Ankara'nın örtülü desteği ile yeni oluşumda güçlü bir siyasi hareket ve Türkiye ile ilişkilerde önemli roller oynayacak, ticaret ve sanayi burjuvazisinin oluşmasında öne çıkan sosyolojik bir kesimi oluşturabilirler.. Eski dostlar, savaş baltalarını toprağa gömüp yeni dostluklar kurabilirler.. Bu imkansız değil!. Birileri inanmasa da, Ankara'nın eli bir şekilde başından beri PKK'nın içinde oldu. PKK'nın ortaya çıkması, Türkiye'ye rağmen değil, örtülü bir mutabakatla sağlandı.. Apo’nun teslim edilmesi de öyle oldu!

Türkiye'nin Irak'taki operasyonu PKK'nın dağ kadrolarının tamamı ile tasfiyesini ön görmektedir.. PKK'nın tasfiyesi sürecinde büyük şehirlerden aşırı bir tepki gelmemesi de aslında dikkat çekicidir.. Operasyon tamamlandıktan sonra içeride bir karakol bırakarak Türk askeri geri çekilecektir.. Ama bölgedeki denetim ve takip devam edecektir. Beklendiği kadar kimse teslim olmamıştır.. Barzani yönetimi, Ankara ile bu süreçte bugüne kadar işbirliği yapmamış olması Ankara'nın canını sıkmaktadır.. Bölgeden kaçan silahlı grubları Barzani yönetimi korumakta, yaralılarına insani amaçlı yardım yaparken, bu kişiler hakkında bilgi vermemesi Ankara'nın canını sıkmaktadır. öte yandan böyle bir hareketin, Kürtler arasında ihanet, arkadan vurma, satma anlamına geleceği de açıktır.. Barzani yönetiminin öfkeli tepkileri, aslında “seçmene selam” kabilinden anlaşılır tepkilerdir.

Kürtlerin kavgacı kesiminin demokrasi ve bağımsızlıktan öte bundan sonra tartışacak çok konuları olacak, mesela laiklik, sosyalizm, demokrasi, sosyal demokrasi, feminizm, türban, Zerdüştlük, İslâm, Zazalar Kürt mü, Gurmanço mu önce Sorani mi? Apo kimin adamı idi? Feodalizm, globalizm, Şiilik, önce Kürt müsün, Müslüman mı? ABD emperyalist mi değil mi? İsrail'le ilişkiler ve Kudüs sorunu? Kur’an’da kavmiyetçilik sorunu vesaire vesaire..

Burada asıl sorun, terörün bitmesinin, başörtüsü konusunda kendini gösteren irticanın önlenemeyen yükselişinin, Türkiye'de soğuk savaş günlerinde, PKK'yı üreten, terör ve irtica senaryoları üzerine kurgulanmış psikolojik harp ve kontrollü bunalım stratejisinin bundan sonraki rotası ile ilgilidir.

Aslında madem PKK tasfiye ediliyor, eş zamanlı olarak kontrgerilla çetelerinin de tasfiye edilmesi gerekir. Bugüne kadar hep “Tavşana kaç, tazıya tut” dediler. Bu bir oyundu. Bazı rektörler, emekli asker ve yargıçlar, media mensupları bu oyunu gerçek sandılar ve eski rollerinin hesaplarının kendilerinden sorulmasından korktukları için bağırıp çağırıyorlar ve PKK'dan birilerinin rant sağlamaları gibi, çeteden rant sağlayan çevreler de gelişmelere karşı öfkeli tepkiler veriyorlar.. Tekrar söylüyorum, PKK neyse ulusalcı çeteler de, aynı merkezden güç alıyorlar.. Birileri bizim kanlarımız, gözyaşlarımız, çalınan alın terlerimiz ve milli servetlerimiz üzerine kendilerine iktidar ve servet üretiyorlar. Bu yapının tepesinde de uluslararası bir masonik yapı bulunuyor..

Zaten Ergenekon da bu değil mi? PKK, Ying yang’ın karşı kanadını oluşturmaktadır belki de.. Bu iki yapı bir arada düşünüldüğünde “derin gerçek” ortaya çıkacak ve “Türkiye neden böyle” sorusunun cevabına ulaşılacaktır..

Selâm ve dua ile.

Hiç yorum yok: